Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1

Kocaeli Kadın Platformu: Kadın bedeni üzerine karar verebilecek olan sadece kadındır

Kocaeli Kadın Platformu, bugün Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan Sabri Yalım Parkı önünde gözaltı sürecinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kocaeli Kadın Platformu, bugün Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan Sabri Yalım

Yapılan basın açıklamasında,”“Türkiye genelinde 19 Mart 2025’te başlayan öğrenci eylemleri anayasal haklar temelinde yükselen meşru bir direniştir. 19 Martta öğrencilerin başlattığı bu direniş devlet eliyle yapılan hukuksuzluklara karşı bir patlama noktasıydı, aslında. Bu barışçıl eylemler, devletin kolluk güçleri tarafından, hukuka aykırı, orantısız güç kullanarak bir şiddet rejimi kurduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kocaeli Üniversitesinde anayasal protesto hakkını kullanan kadın arkadaşımızın eylem sırasında polis memurları tarafından burnunun kırılması bunun en net göstergesidir, ve bu şekilde olaylar Türkiyenin dört bir yanında yaşanmaktadır Özellikle genç kadınlara yönelik uygulanan fiziksel/cinsel şiddet, gözaltına alınan kadınların temel hakkı olan hijyen ürünlerinin ulaştırılmasına engel olmak, artık münferit bir ihlal değil, sistematik bir devlet suçudur. İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden, trans kadınlara yönelik şiddeti meşrulaştıran, lubunyaların varoluşuna savaş açarak, failleri cezasızlıkla ödüllendiren devletin politikalarının uzantılarıdır. Sağlık bakanlığı yakın bir zamanda normal doğum kamu spotu yayınladı bunun üzerine pazar günü Fenerbahçe – Sivasspor maçı öncesi Sivas spor “doğal olan normal doğum” yazılı bir pankartla sahaya çıktı. Hükümetten alınan güç ve cesaretle Hızlıca yayılan yeni bir furya haline dönüştü, kadın bedeni özellikle siyasiler olmak üzere, kimsenin üzerinde özgürce kararlar alabileceği bir alan değildir. Vajinal doğum tek yol değildir, kadın bedeni üzerine karar verebilecek olan sadece kadındır Biz lubunyalar kimliklerimizden, biz kadınlar haklarımızdan vazgeçmiyoruz.

“BİZ KADINLAR HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ”

Cinsel şiddet; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102, 103 ve 109. maddeleri başta olmak üzere birçok hükmü kapsamında açıkça suç teşkil eder. Şiddetin faili bir kamu görevlisi olduğunda, bu suçlara ‘işkence’, ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘kasten yaralama’ gibi ek nitelikler de eklenmektedir. Bu bağlamda kapsayıcı şekilde araştırmalar sürdürülmelidir.
Şiddetin gözaltı koşullarında gerçekleşmesi, ağırlaştırıcı neden sayılmaktadır. Bu bağlamda, polis tarafından genç kadınlara uygulanan her türlü cinsel şiddet iddiaları derhal bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturulmak zorundadır.

“GÖZALTINA İŞKENCEYİ, CİNSEL ŞİDDETİ KABUL ETMİYORUZ”

Yargı mensupları, failleri değil, mağdurları susturarak bu suça ortak olmaktadır. Dahası, bu şiddeti kamuoyuna duyuran sivil toplum temsilcileri gözaltına alınıyor, Bu da yetmiyor, ‘Çıplak arama işkencedir’, ‘Gözaltında cinsel saldırıya uğrayan kadınları her gün konuşacağız’ diyerek, devlet eliyle işlenen bu suçları ifşa eden kişiler hakkında gözaltı kararı çıkıyor, haklarında soruşturma başlatılıyor, sosyal medyada fotoğrafları kullanılarak sahte hesaplar açılıyor. Avukatlar yine hukuksuzca gözaltına alınıyor. Biz, devletin bu baskı ve işkence politikalarını yıllardır Kürt kadınlara, trans kadınlara, kadın hakkı savunucularına karşı yürütülen asılsız karalama kampanyalarıdır, onur yürüyüşlerinden, Hakkari’den, Van’dan, Uşak’tan. Hep haykırdık, bir kere daha haykırıyoruz, çıplak arama cinsel şiddettir, işkencedir. Gözaltında işkenceyi, cinsel şiddeti kabul etmiyoruz

“YARGI MENSUPLARI, FAİLLERİ DEĞİL, MAĞDURLARI SUSTURARAK BU SUÇA ORTAK OLMAKTADIR”

Burada hedef alınan yalnızca bedenler değildir; aynı zamanda seslerdir, itirazlardır, hafızalardır. Erkek-devlet şiddeti, kendisine karşı çıkan her sesi bastırmaya çalışırken, toplumun adalet duygusunu sistematik şekilde yok etmektedir. Ve buradan açıkça ilan ediyoruz: Bizler, cinsel şiddet uygulayan, çıplak arama yapan, görevi kötüye kullanan faillerin ve tüm sorumluların, emir verenlerin ve göz yumanların tespit edilip, yargılanmasını talep ediyoruz. Erkek-devlet şiddetine, irademizin, hayatlarımızın gasbına karşı sokaklarda olmaya, cinsel şiddet karşısında dayanışmaya devam edeceğiz. Bu suçları unutmayacağız. Bu şiddeti affetmeyeceğiz. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Çünkü hukuk, unutanların değil, direnenlerin yazdığı bir tarih ister.” ifadelerine yer verildi.

Masaüstü Reklam 1 Masaüstü Reklam 1 Masaüstü Reklam 1

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eczacılık Fakültesi öğrencileri, "Majistral Hazırlık Etkinliği" kapsamında düzenlenen atölyede, antiseptik
Sıradaki Haber Geleceğin eczacıları kendi pastillerini üretti