Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1

Meme kanseri sonrası sessiz tehlike: Lenfödem

Meme kanseri sonrası kolunda şişlik oluşan 68 yaşındaki kadın, il il dolaştıktan sonra gediği Kocaeli Şehir Hastanesi’nde gördüğü tedavi sonrası hastalığın ilerlemesi durdu. Uzmanlar, erken tanı ve düzenli bakımın hastalığın ilerlemesini önlemede büyük önem taşıdığını vurgulayarak, meme kanserinden sonra lenfödeme dikkat edilmesi konusunda uyarıyor.

Meme kanseri sonrası kolunda şişlik oluşan 68 yaşındaki kadın, il

Meme kanseri sonrası kolunda şişlik oluşan 68 yaşındaki kadın, il il dolaştıktan sonra geldiği Kocaeli Şehir Hastanesi’nde gördüğü tedaviyle hastalığın ilerlemesi durdu. Uzmanlar, erken tanı ve düzenli bakımın hastalığın ilerlemesini önlemede büyük önem taşıdığını vurgulayarak, meme kanserinden sonra lenfödeme dikkat edilmesi konusunda uyarıyor.

HALK ARASINDA PEK BİLİNMEYEN LENFÖDEM BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇIYOR
Vücudun bazı bölgelerinde ciddi şişliklere neden olabilen lenfödem, halk arasında “fil hastalığı” olarak biliniyor. Uzuvlarda şişlik, ağrı ve hareket kısıtlılığıyla kendini gösteren bu durum, erken fark edilmediğinde kronikleşebiliyor. Kocaeli Şehir Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü’nde tedavi gören 68 yaşındaki Nebiye Akarsu, meme kanseri nedeniyle geçirdiği mastektomi (memesinin alınması) sonrasında ileri derecede lenfödemle mücadele ediyor. Sağ kolu ciddi şekilde şişen kadın, günlük yaşamında büyük zorluklar yaşarken, aldığı tedavi sonrası adeta yeniden doğdu.

UZMANLAR: “ERKEN TANI VE BAKIM HAYATİ ÖNEMDE”
Uzmanlar, özellikle kanser ameliyatı ve radyoterapi gören hastaların lenfödem açısından risk altında olduğunu belirtiyor. Erken tanı ve düzenli bakımın hastalığın ilerlemesini önlemede büyük rol oynadığı ifade ediliyor.

İKİ FARKLI ŞEKİLDE GÖRÜLÜYOR
Lenfödem, primer (doğuştan) ve sekonder (sonradan) olmak üzere iki farklı şekilde görülüyor. Primer lenfödem nadir rastlanırken, sekonder lenfödem özellikle kanser tedavisi sonrası daha sık ortaya çıkıyor. Uzmanlar, uygun tedavi ve bakım ile lenfödemin kontrol altına alınabileceğini, hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceğini vurguluyor.

“TEDAVİ SONRASI HASTALIĞIN İLERLEMESİ DURDU”
68 yaşındaki Nebiye Yılmaz, meme kanseri sonrası kolunda oluşan şişliklerle mücadelesini anlatarak, erken tanı ve doğru tedavinin önemine dikkat çekti. Yılmaz, “Göğüs rahatsızlığı geçirdim ve göğsüm alındı. Ameliyattan kısa süre sonra kolum şişmeye başladı. Başta ne yapacağımı bilemedim. Doktorum bana bunun tedavisinin olduğunu söylemedi. Daha sonra fizik tedaviye başladım. Farklı hastanelere gittim ancak en son Kocaeli Şehir Hastanesi’ne yönlendirildim. Burada üç hafta tedavi gördüm, ardından bası giysisi verildi. 6 aydır bu tedaviye devam ediyorum. Doktoruma ve fizyoterapistime çok teşekkür ediyorum, tekrar gelmek istiyorum” dedi.

“BULGULAR HAFİFLETİLEBİLİYOR VE HASTALIĞIN İLERLEMESİ YAVAŞLATILABİLİYOR”
Lenfödemin kronik bir hastalık olduğunu belirten Dr. Merve Turan, “Lenfödem, lenfatik dolaşımın doğuştan veya sonradan gelişen nedenlerle bozulması sonucu dokularda proteinden zengin sıvının birikmesiyle oluşan bir hastalıktır. En sık nedeni kanser cerrahisi ve radyoterapidir. Travmalar, enfeksiyonlar, obezite ve venöz yetmezlik de etkili olabilir. Tedavi sürecinde manuel lenf drenajı, bandajlama, egzersiz ve bası giysileri kullanıyoruz. Ayrıca cilt bakımı ve temizlik eğitimi veriyoruz. Tedavi planı hastaya özel hazırlanıyor. Böylece bulgular hafifletilebiliyor ve hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabiliyor” diye konuştu.

“ÖZEL BASINÇ TEKNİKLERİYLE BANDAJLAMA YAPIYORUZ”
Fizyoterapist Şeymanur Sancar, tedavi sürecine ilişkin olarak, “Öncelikle hastaya cilt bakımı ve temizliği eğitimi veriyoruz. Ardından manuel lenf drenajı uyguluyoruz. Lenfödemin tekrar bölgeye yerleşmemesi için kısa bandajlı özel basınç teknikleriyle bandajlama yapıyoruz. Bandajlama sonrası kompresyon çorabı kullanıyoruz. Ayrıca hastalara ev egzersizleri ve günlük yaşamda dikkat edilmesi gerekenleri anlatıyoruz. Süreç yakından takip edilerek tedavi planı gerektiğinde güncelleniyor. Bu multidisipliner yaklaşım, hastaların daha hızlı iyileşmesini ve komplikasyonların önlenmesini sağlıyor” ifadelerini kullandı.

“FİZİK TEDAVİ BİRİMİNDEN CİDDİ DESTEK ALIYORUZ”
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Şaşkın, “Ameliyat sonrası hastaların erken taburcu olabilmeleri ve günlük yaşamlarına hızlı dönmeleri için fizik tedavi biriminden büyük destek alıyoruz. Kliniğimizde fizyoterapistlerimiz sabah-akşam çalışıyor. Multidisipliner yaklaşım sayesinde hastalar daha hızlı iyileşiyor” dedi.

“YAŞAM KALİTELERİNİ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Bahri Elmas, “Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon bölümümüz modern tıbbın güncel yöntemlerini kullanarak yüksek nitelikli hizmet sunuyor. 75 yatak kapasitemiz, modern fizyoterapi salonlarımız, elektro-hidroterapi üniteleri ve robotik rehabilitasyon sistemlerimizle güçlü bir altyapıya sahibiz. Amacımız hastaların fonksiyonel bağımsızlıklarını yeniden kazanmalarını ve yaşam kalitelerini artırmalarını sağlamak” dedi.

“NİTELİKLİ HİZMET SUNULUYOR”
Kocaeli Şehir Hastanesi’nin gelişmiş altyapısı ve uzman kadrosuyla bölgenin referans merkezlerinden biri haline geldiğini belirten İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Yüksel Pehlevan, “Fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde hem kalp ameliyatı sonrası hastalara hem de lenfödem gibi kronik rahatsızlık yaşayan vatandaşlarımıza nitelikli hizmet sunuluyor. Bu, ilimizin sağlık kapasitesinin geldiği noktayı gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Masaüstü Reklam 1 Masaüstü Reklam 1 Masaüstü Reklam 1

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Prof. Dr. Özlem Altıntaş Aydın, grip tedavisinde antibiyotik kullanımının tamamen
Sıradaki Haber Grip antibiyotikle tedavi edilmez