Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin engelli bireylere yönelik inşa ettiği Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi kapılarını açıyor. Özel bireyleri sosyal yaşamın içerisinde tutacak olan merkezin tanıtımı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın katılımı ile gerçekleşti. Açılış programında konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Değerli hanımefendiler, beyefendiler, gözümüzün nuru sevgili çocuklar, hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Böylesine güzel bir açılışta sizlerle beraber olmanın mutluluğunu ta en derinde hissediyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
KELİMELERİN YETERSİZ KALDIĞI AN
Ya insan böyle anlarda… Kelimeler uçuyor, gidiyor. Söylenecek birçok kelime geliyor akla; hangisini söylesem, öbür duyguyu ifade edecek olan kelimeye haksızlık etmiş olurum diye düşünüyorsunuz. Ama az önce içeride çocuklarımızla birlikte onların heyecanını, mutluluğunu yaşarken, o gözlerdeki ifadeler tamamen içten gelen, yürekten geldiği belli olan, hiçbir manipülasyon içermeyen duygular insanı derinden etkiliyor.
GERÇEK DUYGU, GERÇEK GÜZELLİK
Biz engelsiz olanların dünyası var ya… Aslında belki de en engelli olan dünya oralarda. Birçok şey sahte olabiliyor. Ama tırnak içinde “engelli” ya da bazen biraz daha kibarca “özel” dediğimiz çocuklarımızın o rüyası, tamamen içten, samimi duygularla yüz yüze geldiğimizde… İşte o zaman bütün yorgunluklar gidiyor. Yapılan şeyin her şeye değdiğini, her şeye bedel olduğunu düşünüyorsunuz. Dünyadaki gerçek güzelliğin, şu mutluluk anları olduğunu bir kez daha fark ediyorsunuz.
DUALAR, TEŞEKKÜRLER, SARILMALAR HER ŞEYE BEDEL
Buradaki bir annenin duası, bir babanın içten teşekkürü, bu evlatlarımızın bir tanesinin sarılıp teşekkür etmesi… Dünya ve içindekilerin hepsine bedel. Her şeye bedel. Bugün gerçekten çok büyük bir mutluluk yaşıyoruz.
EŞİ BENZERİ OLMAYAN BİR MEKAN
Bu mekân, Türkiye’de –benim bildiğim kadarıyla– başka örneği olmayan bir mekân. Biz nezaketen söylüyoruz “bildiğim kadarıyla emsali yok” diye. Aslında bir yarış peşinde değiliz, ama işimizi iyi yapmanın iddiasındayız. Bu çocuklarımıza gerçekten değer veriyoruz. Onun için yapıyoruz.
ENGELLERİ KALDIRMAK İÇİN NE GEREKİYORSA
Onları hayata ne kadar güzel hazırlarsak, onlar için ne kadar iyi koşullar hazırlarsak, onların önündeki engelleri ne kadar fazlaca kaldırırsak, kendimizi o kadar başarılı sayacağız.
ON DÖNÜM ÜZERİNE KURULU, ALTI DÖNÜM KAPALI ALAN
Bu mekânın üzerine inşa edildiği alan on dönüm. Kapalı kısım ise altı dönüm büyüklüğünde. Burada bütün engel gruplarına hizmet veriliyor. Yaş ayrımı gözetmeksizin hepsi kendi gruplarına uygun bir şekilde eğitimlerine alınıyorlar. Ve hayatın içinde ne varsa, buranın içinde de var.
GERÇEK HAYATI TAKLİT EDEN İMKANLAR
Ne var? Market var mesela. Marketten acaba bu çocukları alışveriş yapmaya göndermeyi becerebilir miyiz?
Bir evin içinde çamaşır makinesi var, bulaşık makinesi var, ütü var, süpürge var. Acaba onların bir kısmını kullanmalarını, kendi odalarını düzenlemelerini sağlayabilir miyiz?
Birçok imkân bu manada düşünüldü.
Kuaförde olduklarında rahatsız olmadan kuaföre gidebilmelerini sağlayabilir miyiz?
İSTİHDAMA GEÇİŞ İÇİN ADIMLAR
Veya içlerinden çok yetenekli olanlar olursa, onları o kapılarda istihdam dünyasına yönlendirebilir miyiz?
Bir kafede servis yapmalarını sağlayabilir miyiz?
Bir fincan kahve hazırlayıp akşam annesine ya da babasına ikram etmesini… Daha da becerikliyse bir yerde çalışmasını becerebilir miyiz?
Hayata nasıl tutunabiliriz… Hep bunları düşündük.
AİLELER DE UNUTULMADI
Ve dışarıdakilerle de irtibatlandırdık. Buranın diğerlerinden farkı aynı zamanda şu: Burada aileler de bir dayanışma hâlinde.
Engelli bir evladı olan ailenin, o çocuğu 1 dakika bile gözünden uzakta tutamadan, bırakıp bir yere gidemeden nasıl bir hayat yaşadığını biz biliyoruz.
BİR NEFES GİBİ RAHATLAMA
Onların 1 dakika burada nefes alabilmesi… Bazen denizde insanın kendini boğulacak gibi hissedip suyun üstüne çıktığında hani nefes alırsınız ya… Ona benzer. Ona başka hiçbir şeyle tarif edemem.
Çocuğunuzu burada bırakmak ve o arada bir dostunuzun düğününe gitmek, hastaneye gitmek, markete gitmek, üstünüze bir kıyafet bakabilmek… Bambaşka bir şeydir.
AİLELERİN EN BÜYÜK KORKUSU: BEN YOKSAM?
Asıl zor durum şudur: “Acaba bana bir şey olursa, benden sonra çocuğuma ne olur?”
Öyle bir mekân hâline getirmeliyiz ki sadece içerdeki kolaylıklar, hayatı kolaylaştıran unsurlardan ibaret olmasın.
YÖNETMELİĞİ HATIRLATMAK İSTİYORUM
Bu kısmı özellikle ailelere de söylüyorum. Buradan da sivil toplum kuruluşlarına özellikle sesleniyorum.
Bakın bir yönetmelik var. Yönetmeliğin adı:
İl Özel İdaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliği
Google’da arattığınızda bulursunuz.
Orada şunlar var:
Çocuklar, gençler, yaşlılar, kadınlar, engellilerle ilgili gönüllü hizmetler yapılırsa; çevre, doğa, tarih, kültür, şehircilik ve sürdürülebilirlikle ilgili gönüllü hizmetler yapılırsa belediyeler ve özel idareler bunları ayni olarak destekleyebilir.
BİZ DESTEĞE HAZIRIZ
Yani sizler, engellilere, yaşlılara yönelik hizmetler yaparsanız –kuruluşlar olarak– Büyükşehir Belediyesi olarak biz size her türlü ayni desteği verebiliriz.
Bu iyiliği yayabiliriz, bu iyilik halkasını şehrin tamamına yayabiliriz.
SİVİL TOPLUMUN GÜCÜ
Bakın, aynı bakanlığımız inanılmaz hizmetler veriyor. Dünyada eşi benzeri olmayan işler Türkiye’de yapılıyor. Az sonra Sayın Bakanım size onlardan da bahseder.
Belediyelerimiz inanılmaz işler yapıyorlar. Ama şunu unutmayın:
Dünyanın hiçbir ülkesi, örgütlü bir sivil toplum kuruluşu kadar güçlü değildir.
Sivil toplum ne kadar güçlü, ne kadar organize olmuşsa; birbiriyle ne kadar iyi dayanışma yapıyorsa, o toplumun yükünü hafifletmesi o kadar kolaydır.
6 ŞUBAT’TA GÖRDÜK
Bakın, 6 Şubat’ta deprem oldu. O depremde bütün Türkiye tek yürek oldu ve o deprem bölgelerine yağmur gibi rahmet yağdı. Bu, sivil toplumun gücüydü.
GELECEKTEKİ HİZMET İHTİYAÇLARI
Engellilerle ilgili hizmetlerde daha henüz biz Türkiye’de tam fark etmedik. Ama ileride yaşa bağlı ortaya çıkan hastalıkların sayısı bu toplumda artacak. Ona bağlı hizmetlerde de Avrupa’nın birçok şehrinde görüyorum; orada sosyal hizmetlerin ağırlıklı bir kısmı kiliseler üzerinden organize ediliyor.
STK’LARLA YOLA DEVAM
Burada STK’lar üzerinden inanılmaz işler başlatabiliriz. Sizlerden, sivil toplum kuruluşlarından özellikle bu kentteki sosyal hizmetlere gönüllü katılım bekliyoruz.
Siz buraya gönüllü katılım yaparsanız, biz de aynî – gerekiyorsa – yardım yaparız. Nakdî yardım imkânı yok ama; araba, yiyecek, içecek, malzeme… Ne lazımsa Büyükşehir verecek.
YETER Kİ DESTEK OLUN
Yeter ki bu tür gönüllü hizmetlere destek olun ve kocaman bir iyilik yuvası hâline getirelim bu şehri. Ülkemizi…
Böylelikle bu işler daha kolay olacak, bu ailelerin yükleri azalacak.
Yüklerimizi paylaştığımızda herkesin yükü hafifleyecek ve çok daha güzel bir şehirde yaşama imkânına kavuşacağız.
Bu mekân da çok daha güzel bir mekân olacak.
Bu evlatlarımızın gülücükleri gök kubbeyi aydınlatacak.
Onların yüreğindeki dualar, abiler hepimiz için rahmet olacak diyorum.
TEŞEKKÜR VE SAYGILARIMLA
Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanımız, Sayın Bakanımızın şahsında, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımıza –ki bu hizmetlerin birçoğu onun bize açmış olduğu vizyon doğrultusunda, cesaretlendirmesi doğrultusunda gerçekleşti– ona da buradan Sayın Bakanımız aracılığıyla bir kez daha teşekkür ediyoruz.” dedi.