Osmanlı döneminde sarayda ve evlerde hazırlanan çeşit çeşit şerbet geleneği günümüzde de devam ediyor. Sekiz farklı lezzetten oluşan kızamık şekeri şerbetinin, özellikle Ramazan aylarında iftar sofralarında gazlı içecekler yerine tüketilmesi öneriliyor. Kızamık şekerinin eritme işlemi ile başlayan karışım aşaması, 7 bitkinin aynı anda kaynatılmasıyla yaklaşık yarım saat içerisinde tamamlanarak şerbet hazır oluyor.
“ŞERBETTE ŞEKER KULLANMAMAMIZ GEREKİYOR”
Ramazan ayında asitli içecekler ya da hazır meyve suları yerine evde organik şerbet önerisinde bulunan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Ayşen Çebiç, “Evde şerbet yapılmasını öneriyoruz, genelde de şerbet tercih ediliyor. Müşterilerimiz demir hindi, sultan şerbeti, Osmanlı şerbeti gibi taleplerde bulunuyor. Şerbeti yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri kesinlikle şeker kullanmamak. Kızamık şekeriyle tatlandırarak şerbetlerimizi yapabiliriz. Ya da evde doğal meyvelerimiz varsa bunları da tatlandırıcı olarak kullanabiliriz” dedi.
“ŞERBETİN DİNLENMESİ ÖNEMLİ”
Şerbet yaparken dikkat edilmesi gereken püf noktalardan biri de şerbetin dinlenmesi gerektiğidir. Çebiç, “Şerbet ne kadar dinlenirse o kadar özünü salacağı için hem vitamin açısından değerli hem de daha kıymetli oluyor. Şerbet yaparken soğuk su ve sıcak su olarak iki çeşit tercih edilebilir. Kızamık şekeri sıcak suda eridiği için, sıcak suyla yapılan şerbetler hem özü, hem tadı hem de aroması açısından daha zengin olmaktadır. Sıcak suyla şerbet yaparken de önce şekerin eritilmesi gerekiyor. Şekeri eritmekle başlayıp daha sonrasında şerbet kıvamına getirip diğer malzemelerimizi eklemeliyiz” şeklinde konuştu.
“8 ÇEŞİT KARIŞIMDAN KIZAMIK ŞEKERİ ŞERBETİ”
Kızamık şekeri şerbetinin evde hazırlama aşamasını anlatan Ayşen Çebiç, “İlk aşamada tencerede şekerimizi erittikten sonra suyumuzu ekleyip bir şerbet kıvamına getiriyoruz. Eskiler buna kestirme der. Kızamık şekerimizi eritip, şerbetimizi yaptıktan sonra diğer malzemelerimizi adım adım ekleyerek güzel bir şerbet ortaya çıkıyor” dedi.
Şerbetin içeriğinde kullanılan malzemeler hakkında bilgi veren Çebiç, “Gül kurusu kullandık, sakinleştirici özelliğe sahip olduğu için. Tarçın kullandık, susuzluğu giderici özelliği vardır. Zencefil kullandık, bağışıklığı güçlendirip hastalıklara karşı koruduğu için. Nar çiçeği kullandık, C vitamini açısından zengin olduğu için. Karanfil ekledik, hem tat hem koku açısından çok güzel bir besin olduğu için. Şerbetlerimizde genelde kızamık şekeri kullanıyoruz. Normal şeker kullanılmasına çok karşıyım. Ev hanımları da kızamık şekerleri yoksa bal ya da pekmezle tatlandırabilirler” ifadelerini kullandı.
“7 YAŞINDAN 70 YAŞINA KADAR HERKES TÜKETEBİLİR”
Sıcak su ile hazırlanan şerbetin özünün daha etkili olduğunu belirten Çebiç, “Sıcak şerbet ve soğuk şerbet arasındaki fark; sıcak şerbet hem özü hem kalitesi hem de görüntüsü itibariyle tam bir şerbet olmaktadır ve aroması daha keskindir. Soğuk şerbet ise bitkiler içerisinde tam çözülmediği ve şeker tam erimediği için daha sıvı, berrak kıvamdadır ve fazla tat vermez. Bu nedenle şerbetin kaynatılarak içerisine bitkilerin özü salınarak yapılmasını tavsiye ediyorum” dedi.
Şerbetin geniş bir yaş grubuna hitap ettiğini belirten Çebiç, “7 yaş grubundan 70 yaş grubuna kadar hatta daha küçük çocuklar bile gönül rahatlığıyla tüketebilirler. Hamile kadınlar kola ya da asitli içecekler yerine bu tarz şerbetlere yer verebilirler. Bununla birlikte yaşlı kişiler bağışıklıklarını güçlendirmek için tüketebilirler” diye konuştu.