Kocaeli Ülkü Ocakları Başkanı Abdülkadir Özdemir sorularımızı yanıtladı. Ülkü Ocaklarının çalışmalarından bahseden Özdemir, Gençlerin Ülkü Ocaklarına neden gelmesi gerektiğini anlattı. Ülkü Ocakları’nın eğitim yuvası olduğundan bahseden Abdülkadir Özdemir ‘bizim kavgamız memleket kavgası.” dedi
- 0.1 Gençler Ülkü Ocakları’na neden gelmeli?
- 0.2 Sokaktaki gençleri Ülkü Ocakları’na kazandırmak için bir çalışmanız var mı?
- 0.3 Üniversitede ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
- 1 BİRİ BANA HAYALİ KÜRDİSTANDAN BAHSEDERSE BEN ONU DİNLEMEM
- 2 BİZİM KAVGAMIZ MEMLEKET KAVGASI
Gençler Ülkü Ocakları’na neden gelmeli?
Ülkü Ocakları’nda gençler vatanını milletini sevmeyi öğrenir. Aidiyet duygusunu öğrenir. Özellikle bazı kesimlerin, siyasi odakların gençlerin arasına nifak tohumu ektiği, X kuşağız Z kuşağı gibi söylemlerle bizi ayrıştırdığı bir zamanda, biz siyasi görüş gözetmeksizin tüm genç kardeşlerimizi kucaklıyoruz. Çünkü burada vatan derdiyle dertlenmeyi, garibanın mazlumun derdine dertlenmeyi, vatan millet aşkını, sokaktaki bir garibana nasıl yaklaşılacağını, mazlumun elinden nasıl tutulacağını biz burada bunları öğretiyoruz.
Özellikle benim için bir milli güvenlik sorunu olan uyuşturucudan uzak tutmaya çalışıyoruz kardeşlerimizi. Bunun için kentimizin 12 tane ilçesinde ve il genelinde yaptığımız projelerle örnek olmaya özen gösteriyoruz. Çünkü terörü bugün bir milli güvenlik sorunu olarak görebiliriz ama bana göre büyük sorun uyuşturucu sorunu. Baktığımızda bugün 15- 25 yaşındaki çocuklar, hatta ilkokul çağlarına kadar düşmüş bu illet. Geçlerimizi kendi olmaktan çıkartıyor. Mustafa Kemal bize söylemiyor mu bize , ” muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcut” diye. Bizim o kanımızı uyuşturucu illetiyle kirlettikten sonra biz bu gençlerimizden, vatanına milletine hayırlı bir evlat olmasını bekleyebilir miyiz? Mümkün değil.
Geçtiğimiz günlerde gördük, bir vatandaşımız annesinin kafasını kesece kadar ileriye gidiyor, sonrasında karakolda diyor ki “benim anneme söyleyin, benim kıyafetlerimiz getirsin”. Kim olduğunu, ne olduğunu unutmuş. Biz bununla ilgili gençlerimizi bilinçlendiriyoruz.
Her salı günü Türk Tarihi dersleri ile Türklüğün çıkış noktasından, Ergenekon’dan, Osmanlı’dan bu coğrafyaya nasıl geldiğimizi Tüm Türk Dünyasını anlatarak gençlerimizi bilinçlendirmeye çalışıyoruz. perşembe günleri de dini derslerimizle, Kuran okumalarımızla toplumu bilinçlendirip kardeşlerimizi sosyal hayata katmak istiyoruz. Sadece bu yüzden, bu derslere katılmak için bile Ülkü Ocakları’na gelebilirler.
Sokaktaki gençleri Ülkü Ocakları’na kazandırmak için bir çalışmanız var mı?
Mahalle başkanlıklarımız, okul başkanlıklarımız var. Benim tek başına şahıs olarak okul okul, mahalle mahalle gezme şansım yok. Bu yüzden görevlendirdiğimiz kardeşlerimiz var. Buralarda stantlar açıyoruz, Belirli günlerde, özel günlerde bayrak dağıtımı, simit dağıtımı, kandillerde kandil simidi dağıtımı gibi etkinliklerimiz oluyor. Böyle etkinliklerle kardeşlerimizi davet ediyoruz. Özellikle üniversitelerimizde olan kardeşlerimizi Ocaklara davet edip, burada bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Ama tabi bu özellikle x ve ye kuşağı kuramlarının ortaya atılmasından sonra, işimiz çok zorlaştı. Gençler kendini tamamen özgür bir birey olarak görüyor. Tabi ki herkes özgür bir birey olacak ama, töremizden örfümüzden kopmaması lazım. Türk çadırda doğar, çayırda ölür gibi bir töremiz var bizim. Biz tamamen kendi törelerimizden kopmuşuz. Eve baba geldiğinde halen daha uzanan bir gençlik, baba ‘ekmek al’ dediğinde öf diyen bir gençlik istemiyoruz biz. Siyonizim şöyle istiyor, bananeci, nemelazım, ben istemiyorum, ben yapmam, bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Sana dokunmayan yılan bin yaşasın da ama yarın bu yılan sana dokunacak. Başkasına dokunan yılan sana da dokunuyor. O yüzden biz geçlerimizi hayatımızın her alanında, sokakta olsun, okulda da olsun, bürokrasi de de olsun kucaklamaya çalışıyoruz.
Üniversitede ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Üniversite çok sıkıntılı bir yer. Pandemi süreci atlattık. Teşkilatlarımızda 2 yıl gibi bir pandemi süreci geçirdi. Kapanmadık ama çok eksiye düşmüştü. Bu sürecin ardından, fakültelerimize atamalar yapıyoruz. Özellikle üniversitede çok güçlü bir teşkilat yapımız var. Özellikle bizim hareketimiz üniversite hareketidir. İlk şehidimiz Ruhi Kılıçkıran bir üniversite öğrencisi, son şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu da bir üniversite öğrencisi. Başbuğumuzun deyimi ile “Ferman Başbuğun fakülteler bizimdir.” Üniversitede, meslek yüksekokullarında çalışmalarımızı yapıyoruz. Allah nasip ederse bu senenin bahar şenliklerinde üniversitede bir konser yapmayı planlıyoruz. Tüm üniversiteli kardeşlerimizi de ocaklarımıza bekliyoruz.
Ülkü Ocakları bir Eğitim ve Kültür Vakfı. Ama dışardan bakıldığında eğitimin ön planda olmadığı daha kavga dövüşle anılan bir kurum olarak anılıyor. Asıl merak ettiğim içerde durum nasıl? Dışarıdan bakış açısını nasıl değiştirmeyi düşünüyorsunuz?
BİRİ BANA HAYALİ KÜRDİSTANDAN BAHSEDERSE BEN ONU DİNLEMEM
Şöyle, işte bunu bilmeyen insan anca söyleyebilir. Ben sizi ocağımıza davet edeyim, böyle konuşanlara da buradan bir mesajımız olsun Salı ve Perşembe günleri ocağımıza gelsinler. Ne yaptığımızı orada görsünler. Tabi ki bunlar önyargılı bakış açıları, bizi bilmeden dinlemeden söylenen şeyler. Ülkü Ocakları bir eğitim ve kültür vakfıdır.. Tabi ki burada bizim mukaddesatımıza, vatanımıza, milletimize, dinimize bir saldırı olduğunda en sert şekilde tepki gösteririz. Benim Kandıra Ocak Başkanı olduğum dönemde İP Müdüresi gitmiş bir Güneydoğu ziyaretinde bir muhabbet esnasında birileri ona hayali kürdistandan bahsediyor, o da onu sabırla ve sükunetle dinliyor. Biri bana hayali kürdistandan bahsedecek olsa ben onu dinlemem.
BİZİM KAVGAMIZ MEMLEKET KAVGASI
Bizim kavgamız memleket kavgası. Kandıra Ocak Başkanı olduğum dönem, Kandıra’nın zirvesi en yüksek yerinde kocaman pankart yaptırmış ve “Hayali kürdistan olanın sonu kabristan olur.” yazdırarak astırmıştım. Bizim söylemlerimiz sert. Çünkü kurucu başbuğumuz bir asker, soğuk savaş uzmanı. Biz de memleket meselesidir. Memleket konularında taviz verirsek, taviz tavizi doğurur. Biz bununla ilgili ne bedel ödenmesi gerekirse, ne şekilde bedel ödettirilmesi gerekirse buradayız. Diyeceksiniz ki; bir eğitim, kültür vakfının işi bu mudur? Değildir. Ama burada da vatanını milletini seven insanları yetiştirirken bu konularda devletimize, milletimize karşı aykırı söylemler söyleyenlere de demokratik cevap bazen yetmiyor. Adam özgürlük safsatası altında senin yüzyıllardır ödemiş olduğun bedeli yok sayıp bakıyorsun hayali kürdistandan bahsediyor. Bakıyorsun bugün, iki gün önce İsveç’te bizim yüce kuranımızı yakma cüretinde bulunuyorlar. Buna tepki vermeyecek miyiz? Buna sert tepki vermeyecek miyiz? Şunu mu demeliyiz, Allah onu bildiği gibi yapsın. Bunu söyleyen binlerce insan var. Biz binlerce insan gibi değiliz. Biz herkes gibi yaşayıp herkes gibi ölemeyiz. Biz çok daha sert söylemler söyleriz. Bizim tepkilerimiz kesin ve net. Flu yok ya siyah ya beyaz. Tavır adamıyız, ocakta tavır adamı olmayı öğreniriz. Nerede gariban nerede mazlum var onun yanındayız. Özellikle devletimize, milletimize, bayrağımıza, kuranımıza karşı saldırı olduğunda artık orada bize elektrikler kesilmiş şartel düşmüş, söylemler çok sertten eyleme doğru gider. Şöyle düşünün, bir çocuk taciz edilmiş, polis ne yapacak taciz yapan bir adama hepimiz çoluk çocuk büyütüyoruz, 3-5 yaşında 10 yaşında bir çocuk taciz ediliyor. Polis tacizciyi alıyor, beyefendi oturun, ifadenizi verin, savcılık, at cezaevine yatsın çıksın. Böyle bir şey bizim kitabımızda yok. Ona gerekeni yapmak lazım. Çocuk istismarı ve terör suçlarında bizim nezdimizde mütevazilik hiçbir şekilde yoktur. Çok ters söylemleri söylemekten geri durmayız.
Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
KOCAELİ TARİHİNDE HİÇ OLMAYAN DİLOVASI ÜLKÜ OCAKLARINI AÇTIK
Ocağımızın faaliyetleri hakkında bir şeyler söyleyeyim. Malumunuz üzerine Kocaeli tarihinde hiç olmayan Dilovası Ülkü Ocakları’nı açtık. Ülküdaşlarımız, arkadaşlarımızın, Dilovalı hemşerilerimizin desteği ile. Biliyorsunuz bu daha önce hiç olmamış. Bu benim ilk geldiğimde bir yıl içerisinde planladığımız maddeler vardı. Allah’a şükürler olsun hepsini yaptık. Bunu önce ülküdaşlarımız sonra Allah’ın izniyle, yardımıyla yaptık. Dilovası için herkes diyordu ki; açmayalım, sıkıntılı bir yer. Sıkıntılı bir yer değil. Burada daha önce 2004 2009 mali idarelerde belediye kazanmışız. Burada bir yapı var. Herkesten ve her yerden daha da güçlü olacağını iddia ettim ve gittiğimde şu an da orada çok coşkulu bir kalabalık karşıladı. Dün Ordulular Derneği’ne gittik, orada insanlar bizi onurla ve gururla karşılıyor. Bunları görünce çok da mutlu oluyoruz. Yaptığımızın karşılığını alınca da çok mutlu oluyoruz. Bundan önce de 2017 yılında nasip oldu Kandıra’da kurucu Ocak Başkanı oldum. Bugün de burada il başkanlığı sıfatıyla bana ve ekibime nasip oldu Dilovası’na açmak. Çok mutluyuz, çok gururluyuz.
2. BÖLÜMDE?
Röportajımızın 2. bölümünde Kocaeli Ülkü Ocakları Başkanı Abdulkadir Özdemir MHP Kocaeli’nin yeni yönetimini, eski yönetimini ve seçim çalışmalarını değerlendirdi. Röportajımızın 2. kısmı yarın ilke kocaeli gazetesinde…