‘’ Ankara’da şişko beyler bir oyun düzer, İnfazlılar şehre iner devriye gezer… ‘’
İstihbarat kaçınılmaz olarak bir ülkenin rakip olarak gördüğü diğer ülkelere karşı sahip olduğu en fazla derinlik içeren bilgi tabanlı koruma kalkanıdır.
İnsanlık tarihi açısından incelendiğinde sadece son yüzyılla sınırlı kalmayıp, savaşın ve stratejinin geçerli olduğu her dönemde istihbaratın çeşitli halleri uygulana gelmiştir.
Stratejik açıdan iki tarafın olduğu bir mücadelede rakibin gücü dahil tüm unsurları ile ilgili bilgi sahibi olmak stratejik avantajın temelini oluşturmaktadır.
Sosyolojik ve politik açıdan ülkeler incelendiğinde tarihsel olarak her devirde var olan istihbarat kavramı ulus devlet kavramının gelişmesiyle birlikte kaçınılmaz olarak kurumsallaşmaya başlamıştır.
Türk İstihbarat sisteminde bulunan İstihbarat teşkilatları arasındaki kurumlar arası koordinasyon sorunu istihbarat mekanizmasında yaşadığımız koordinasyonun zafiyetleri sonucunda hem devletimiz hem de milletimiz büyük acılar ile sınanmıştır.
Türk İstihbarat sistemindeki kurumlar arası koordinasyonun kopukluğundan Tuncay GÜNEY adlı eşcincel haham üzerinden ülkemize operasyon çekilerek Kuşçubaşı Eşref’in kemikleri sızlatılmıştır.
Ergenekon’un kara kutusu Tuncay Güney, Ergenekon ile PKK ilişkisine, Hizbullah’ı Ergenekon’un kurdurduğuna ilk dikkati çeken isim.
Veli Küçük, Doğu Perinçek ve İlhan Selçuk’a ve pek çok Ergenekon sanıklarına sorgulamada sorulan yüzlerce sorunun kaynağı İb.e haham Tuncay Güney’in, Fettullahçı Samanyolu TV Başta olmak üzere televizyon ve gazetelerde yaptığı açıklamalarıydı.
Özetle bir İb.ne hahamın açıklamalarıyla Ergenekon Davası başlatılmış oldu.
Ergenekon davası, onun dayanak teşkil eden açıklamaları olmasa, ne kamuoyu desteği alır, ne de dava açılabilirdi
Tuncay GÜNEY bununla gurur duyuyor, Ergenekon’un ipliğini pazara çıkaran gazeteci olduğu için, diğer gazetecilerin kendisini kıskandığını iddia ediyordu.
Tüm bunlar yaşandığı sırada PKK elebaşısı Abdullah Öcalan, MOSSAD’ın Ergenekon’u çökerttiğini, Tuncay Güney’in MOSSAD ajanı olduğunu söylemişti.
Bebek katili Abdullah ÖCALAN’ın İmralı’da parmaklıklar arkasında gördüğü fotoğrafı Türk İstihbarat Teşkilatı ve istihbarat kurumları ya görememiş ya da görmek istememişti.
Görülmesi gereken ama asla görülmek istenmeyen bir tek fotoğraf karesi vardı. İşte o fotoğraf FETÖ terör örgütü lideri Fettullah GÜLEN ile birlikte, Mossad’ın eşcinsel ajanı Tuncay GÜNEY’in aynı fotoğraf karesinde yer almasıydı…

Foto Altı: Fettullah Gülen –Tuncay GÜNEY ve Cem KARACA…
1994 yılının 29 Haziranı…
Dedeman Otel’de Gülen cemaati tarafından kurulan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın açılış gecesi. Gülen geceye eski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile birlikte katılıyor.
Cem Karaca da geceye çağrılı ve cemaati kırmayarak icabet ediyor.
Karaca salona girdikten sonra Gülen’in ve Gülek’in yanlarına gelerek saygı gösterisinde bulunuyor. Karede Gülen’in hemen yanı başında Tuncay Güney de bulunuyor.
Tuncay Güney doksanlı yılların başında Üsküdar Altunzade’deki FEM Dersanesi’nin üst katında bulunan Gülen’in bürosunda çalışıyordu.
Güney 1972 doğumlu. Cemaatin yayın organı Samanyolu Televizyonunun kuruluşunda bulunuyor. 1994 yılında “Doruktakiler” programını hazırlayıp sunuyor.
Tuncay Güney’in Samanyolu STV’de çalıştığı dönem aynı zamanda Fettullah Gülen’in sekreterliğini yaptığı biliniyor.
Fettullah GÜLEN’in randevularını ayarlıyor, günlük işlerini görüyor. Özetle Tuncay Güney, Teröristbaşı Fettullah Gülen’ en yakın bir isim.
Ergenekon Davaları süresince Fettullah GÜLEN ve Tuncay GÜNEY’in beraber yer aldıkları işte bu fotoğraf o günlerde ya görülmüyor ya da görülmek istenmiyor…
Ne acıdır ki;
Bu fotoğrafı parmaklıklar ardından görerek ‘’ Tuncay GÜNEY, Mossad ajanıdır ‘’ demek,
Bebek katili Abdullah ÖCALAN’a kalıyordu.
Devam Edecek
YARIN. Eşcinsel Hahama Dokunan Yanıyor…
YORUMLAR