Kapadokya

Kapadokya denince akla ilk gelen şeyler hep; sıcak hava balonu, mağaralar gelir.Aynı Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi “Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı” dedim ve buraya Kapadokya’ya geldim. Bence herkesin illaki gelmesi gereken bir bölge. Peki bu kadar güzellik nasıl oluştu? Bunları sizlere şimdi anlatacağım.

Kapadokya aslında 60 milyon yıla kadar dayanır. Bunun oluşumun en önemli kaynağı ise Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağı’dır. Bu volkanik dağlar 60 milyon yıl önce püskürttüğü lavların oluşturduğu tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgarlar aşındırdı ve ortaya bu güzellikler çıktı. Anlaması oldukça basit. Zaten basit olmasaydı bize anaokulunda anlatmazlardı.

Ben Kapadokya’ya gittiğimde doğru düzgün Türk görmedim ama restoranlara, kafelere gittiğimizde sonunda görmüştüm. Beni aslında asıl gitme sebebim konserin olmasıydı. Eskiden gitmiştim ve aslında yeniden gitmek istiyordum bu yüzden bana da bahane oldu diyebilirim. Otelimiz konser alanına çok yakındı ve gece prova yaparlarken onları otelin balkonundan görmüştüm. Bu beni çok mutlu etmişti. Konser zamanı geldiğinde yer almak için erken gittik (saat 17.00’da) ve konser 20.00’da başlamıştı ama 23.00’a kadar sürmüştü. Yaklaşık olarak 7 saat ayakta annemle birlikte durmuştuk ve çok zorlu bir süreçti. Anneme burdan teşekkür ediyorum benim için o kadar beklediği için 🙂 Konser aşırı derecede yani aşırı derecede güzel geçti ama dezavantajı sadece ayaklarımı hissetmiyordum ama benim için sorun değildi. Sonuçta ben onların gelmesini 2-3 yıl beklemişim 7 saatten bir şey olmaz.

Kapadokya yolculuğum çok güzel geçti benim için çok güzel bir deneyimdi. Dünyaya sonuçta bir kere geliyorsunuz o yüzden bence herkesin gitmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Ölmeden önce yapılacaklar listesine eklemelisiniz.

Umarım herkesin tatili mutlu, huzurlu geçer. Benim yaptıklarımın umarım daha iyilerini yaparsınız. İyi tatiller görüşmek üzere…