Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1
Vedat Çalık

EKREM İMAMOĞLU ÇETESİ ve FATMA KAPLAN HÜRRİYET’İN 50 MİLYON TL’LİK SUÇ BENZERLİĞİ  DAVASI (5)

Herakleitos’un yıllar önce söylemiş olduğu, zihinlerde hiçbir zaman eskimeyen ve geçerliliğini sürekli kanıtlayan, değişimin adeta bir zorunluluk olduğunu en veciz şekilde ifade eden “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”  sözüne atıfta bulunarak İMAMOĞLU ÇETESİNİ
 analiz etmek sanırım yanlış bir analiz olmaz.

 İçişleri Bakanlığı görevine Sayın Ali YERLİKAYA’ gelmesi ile birlikte devlet kurumlarında görev yapan kamu çalışanlarının gözle görülür bir değişim süreci içerisinden geçtiğini görmekteyiz.

 Kamusal alanlarda demokratikleşme/normalleşme ve özgürleşme yolunda güçlü adımlar atılmakta olduğunu ve Avrupa normlarında olmasa da yolsuzluk   “fobilerimiden” kurtulma çabasında önemi adımlar atıldığını gözlemleyebiliyoruz.

 Demokratikleşme ve özgürleşme yolunda atılan güçlü adımlar, yeni bir Türkiye anlayışı umutlarımızın yeşermesini sağlamıştır.

 Kamuya çöreklenen organize suç örgütlerinin ve bu örgütlerin kamuda gerçekleştirdikleri illegal faaliyetlerin ve kamusal yolsuzlukların ortadan kalkmasını istiyorsak en başta âdil hukuk kurallarına ihtiyacımız olduğunun herkes tarafından benimsenmesi gerekmektedir.

 En nihayetinde hukuk, toplumsal düzeni ve birlikteliği sağlayan normlar ise ancak adil bir hukuk anlayışı ile toplumsal birlikteliğimizi sağlayabiliriz.

Hukukun kendi amacından sapması durumunda gerçekleşecek durumu ünlü düşünür
Frederic Bastiat şu cümlelerle izah etmiştir:

“Hukukunda kendi amacından sapabileceği, yani mülkiyet hakkını korumak bir yana onu ihlal edebileceği düşüncesi toplumda kabul gördüğü sürece herkes, ya kendini soyguna karşı korumak, ya da kendisi soyguna katılmak için yasaların yapımına iştirak edecektir.”

İçişleri Bakanı Sayın Ali YERLİKAYA ile başlayan kamuda değişim rüzgârını devam ettirebilmek ve hukukun egemen olduğu toplumsal anlayışı inşa edebilmek için öncelikle insanların yasalara saygınlığını kazanmamız gerekir.

“Hukuk kurallarını” kararlılıkla uyguluyor olmanız, o ülkede hukuk devleti anlayışını yerleştirdiğiniz anlamına gelmez.

 Gerçek manada bir hukuk devleti anlayışından bahsedebilmek için öncelikle yasaların halk tarafından benimsenmesi gerekir. 

Ayrıca yeni anayasa ile birlikte hukuk devletinin temel taşlarından olan, hukukun üstünlüğü/önceliği ve yargının tarafsızlığı ilkelerine de ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.

AKLIN YOLU YALNZCA HUKUK’A TARAF OLMAKTAN GEÇER.

Kariyeri her ne olursa olsun,
Siyasi görüş ve temsil ettiği ideoloji her ne olursa olsun,
Dünyanın her yerinde Hırsız, Hırsızdır.
Ve dünyanın her yerinde ‘’ Hırsıza Hırsız denir ‘’
Adı Hırsızlık ve yolsuzluklara karışan organize suç örgütü liderine
Temsil ettiği ideolojiden dolayı hukuk ayrıcalık ve imtiyaz sağlamaz.

Bu nedenle kamuya çöreklenen organize suç örgütlerinin ve bu örgütlerin kamuda gerçekleştirdikleri illegal faaliyetlerin ve kamusal yolsuzlukların üzerine mağduriyet hikayeleri yazmak, suça karışan çete üyelerini suçu ve suçluyu övmek  en hafif ifade ile vatan hainliğidir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında yaşanan yolsuzluklar, hakimlik kararında,
“Silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan” tutuklan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (Eski ) Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun kurduğu 100 kişilik organize suç örgütüne ait suç dosyalarını incelediğimizde ;

– MASAK RAPORLARI
-TANIK BEYANLARI
-HTS RAPORLARI
-KOLLUK TUTANAKLARI

Ve tüm dosya kapsamı uyarınca kuvvetli suç unsurları bulunduğu açıkça görülmektedir. 

Bu nedenledir ki Ekrem İmamoğlu’nun, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”, “rüşvet almak” ve “kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak” suçlarından tutuklanmasına karar verilmiştir.

Ayrıca Kararda, “Kent Uzlaşısı” örgütsel faaliyetlerine ilişkin şüpheliler Mahir Polat, Mehmet Ali Çalışkan ve Resul Emrah Şahan’ın ortak örgütsel irtibatı olarak PKK/KCK terör örgütü siyasal alan yapılanması sorumlusu firari Azat Barış ile HTS kayıtlarının bulunduğu bilgisi açıklanmıştır.

Şüphelilerin örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemlere iştirak ederek üzerlerine atılı “PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri” belirtilen kararda, MASAK raporları, tanık beyanları, HTS raporları, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelilerin üzerine atılı suçu işledikleri hususunda kuvvetli suç şüphesinin olduğu netlik kazanmıştır.

 Kararda, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle şüphelilerin kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı belirtilerek, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak, tutuklama kararı verilmiştir.

HUKUK KARŞISINDA HERKES EŞİTTİR, HUKUK STATÜ ve İMTİYAZ TANIMAZ


Türkiye’de hukuk, genellikle siyasal iktidarların iktidardaki sürelerini uzatmak, yaptıklarına meşruiyet kazandırmak veya toplumu isteği doğrultusunda şekillendirmek amacıyla kullandıkları bir “günah çıkarma” aracıdır.

Türkiye de iktidarların değişmesi, sadece mazlum ve zalim rolünü oynayacak oyuncuları değişmesi demektir.

Sözgelimi belli dönemlerde “kamusal alanlardan” dışlananlar, siyasal iktidarı elde ettiğinde, yine aynı şekilde (kendilerinden öncekilerin hareket ettiği gibi) kendilerine benzemeyen herkesi ve her grubu dışlamıştır.

 Türk Hukuk tarihi ‘’ Nöbetleşe Ötekileştirme ‘’ örnekleri ile dolu olsa da EKREMOĞLU SUÇ ÖRGÜTÜ davası, iktidar gücünü ele geçirenin ötekinden intikam aldığı nöbetleşe ötekileştirme tanımlı bir siyasal dava olarak kabul görülemez.

Hukukun üstünlüğüne  ve demokrasiye inanan her vatandaşımız suç elitlerine imtiyazlı yaklaşılmasını ret eder.

İMAMOĞLU ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ suça karışmış ve haklarında hukuki işlemler başlatılan organize suç örgütüyse bırakın hukuk gereğini yapsın.

Ve bu durum kamuya çöreklenen diğer suç örgütlerinin deşifre edilerek adalet önünde yargılanmasının da miladı olsun…

Herakleitos’un yıllar önce “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”  Demişti,

 Türkiye de yapanın yaptığı yanında kar kaldığı dönemler değişiyor,

Bu sebeple İMAMOĞLU ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ benzeri suç elitlerinin yuvalandığı
İzmit ve Kuşadası Belediyeleri başta olmak üzere yerel yönetimlere çöreklenerek haksız zenginleşme sağlayan tüm suç elitlerinin adalet karşısında çıkartılması çalışmalarını destekliyoruz…

İmamoğlu Organize Suç Örgütünün çökertilmesi yapanın yaptığının yanına kar kaldığı günlerin değiştiğinin miladı olmuştur….

Ve göreceksiniz bu ateş,

İMAMOĞLU SUÇ ÖRGÜTÜ ile aynı paralelde suç şüphesi bulunan İzmit Belediye Başkanı
Sayın Fatma Kaplan HÜRRİYET ve  onun Trakya’dan getirdiği suç çetesi üyelerine de sıçrayacaktır.

                                                                                           Vedat ÇALIK

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir