Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1
Masaüstü Reklam 1
Tomris Gökdağ

KEŞMİR GÖLGESİNDE YÜKSELEN GERİLİM: TÜRKİYE’NİN SESSİZ DOSYASI, PAKİSTAN’LA KARDEŞLİK HUKUKU

Hindistan ile Pakistan arasında yeniden tırmanan Keşmir gerilimi, Güney Asya’nın ötesine taşacak bir güvenlik krizine işaret ediyor. Türkiye ise bu süreçte yalnızca dengeli bir izleyici değil; tarihî ve stratejik kardeşlik bağlarıyla Pakistan’a yakın duran dikkatli bir aktör.
Güney Asya’da tansiyon yeniden yükseliyor. Hindistan ile Pakistan arasında onlarca yıldır süren Keşmir meselesi, bugün bir kez daha bölgeyi aşan bir çatışma potansiyeli taşıyor. Diplomasi zemininde ilerlemeyen süreç, zaman zaman sınıra taşan askerî hareketlilikle yeniden dünya gündeminin üst sıralarına yerleşiyor.
Kriz Derinleşiyor: Sadece Din Değil, Su Meselesi
Keşmir’in jeopolitiği yalnızca dinî veya milliyetçi zeminde şekillenmiyor. Aynı zamanda bu coğrafya, Güney Asya’nın su kaynaklarını da barındırıyor. Himalaya eteklerinden doğan nehirlerin kontrolü, özellikle Pakistan’ın su güvenliği açısından hayati önemde. Dolayısıyla Keşmir üzerindeki hakimiyet mücadelesi, bir su savaşını da beraberinde getiriyor.
Türkiye’nin Duruşu: Sessiz Ama Hazırlıklı
Ankara, Keşmir meselesini bugüne dek dikkatle izleyen; ancak doğrudan taraf olmadan stratejik pozisyonunu muhafaza eden bir siyaset izledi. Pakistan’la süregelen askerî ve diplomatik ilişkiler, iki ülkenin sadece barış zamanlarında değil, kriz anlarında da birbirine güvenebildiğini gösteriyor. Türkiye’nin diplomasi hafızasında, bu kardeşlik hukuku öncelikli yerini koruyor.
Bu durum, Türkiye’nin Hindistan’la gelişen ticari ilişkilerini gözetmesine engel değil. Ancak karar verici mercilerde, “kardeşlik ile ortaklık” arasında yapılan ayrıma dikkatle vurgu yapılıyor. Diplomatik teamüllerin yetersiz kaldığı anlarda Türkiye’nin safını belirlemekten imtina etmeyeceği de geçmiş tecrübelerle sabit.
Jeopolitik Bir Satranç Tahtası: Su, Güç ve Kimlik
Keşmir’de yaşanan gerilim, klasik sınır tartışmalarının ötesinde bir anlam taşıyor. Bölgede artan nüfus, su krizleri, artan milliyetçi politikalar ve dinî hassasiyetler, bölgesel çatışmaları çok daha karmaşık hale getiriyor. Bu karmaşık denklemde Türkiye, bir “denge politikası” yürütmekle birlikte, Pakistan’la olan yakın iş birliği ve ortak savunma perspektifi nedeniyle göz ardı edilemeyecek bir pozisyonda.
Ankara Kulislerinden Notlar:
•Diplomatik kaynaklar, Dışişleri’nin Keşmir krizine dair analiz dosyalarını hem Cumhurbaşkanlığı’na hem TBMM Dışişleri Komisyonu’na sunduğunu, alternatif senaryoların çalışıldığını belirtiyor.
•Güvenlik çevreleri, Pakistan’la yürütülen savunma sanayii projelerinin teknik boyutlarının ötesine geçtiğini; stratejik güven temelinde kurulu bir iş birliği yapısının gelişmekte olduğunu aktarıyor.
•Ankara’daki diplomatik gözlemciler, Hindistan’la ticaretin geliştirilmesi yönündeki çalışmalara rağmen, “tarihî bağlar” ve “İslam coğrafyasındaki öncülük sorumluluğu” nedeniyle Türkiye’nin Pakistan’a daha yakın bir pozisyonda seyrettiği görüşünde birleşiyor.
•Keşmir’deki su kaynakları meselesi, Türkiye’deki ilgili dış politika analiz birimlerinde artık sadece çevresel değil, askerî strateji dosyalarında da ele alınmaya başlandı.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir