Türk siyasetinin renkli ama bir o kadar da karmaşık koridorlarında bazı isimler vardır ki varlıkları, tartışmasız bir istikrarın simgesi haline gelir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu figürlerden biridir. Tam 28 yıl… Az buz bir süre değil. Değişen liderler, kurulan bozulup dağılan ittifaklar, darbe girişimleri, ekonomik krizler… Türkiye’de siyasetin neredeyse her türlüsünün yaşandığı bir dönemde Bahçeli, partisinin başında kalmayı başardı. Bu, ister destekleyin ister eleştirin, siyasette az rastlanır bir başarıdır.
Devlet Bahçeli’nin hayatına kısaca bakmak bile, bu istikrarın nereden geldiğini anlamak için yeterli. Osmaniye’de başlayan yolculuğu, akademisyen kimliğiyle şekillenen bir zihni altyapı, Ülkü Ocakları’ndan parti genel merkezine kadar uzanan bir teşkilat tecrübesi… Alparslan Türkeş’in ardından, hareketin ağır yükünü omuzlamak o dönem herkes için zorlu bir sınavdı. Bahçeli, bu sınavı hem parti içi çekişmelerde hem de dış siyasi baskılarda çizgisini bozmadan atlattı.
Onu başarılı kılan belki de en belirgin özelliklerinden biri, kritik anlarda aldığı stratejik kararlardır. 1999 seçimleri sonrası koalisyon hükümeti deneyimi, 2001 krizine yaklaşımı, 7 Haziran 2015’teki zorlu tabloda oynadığı rol ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki net tutumu… Hepsi, Bahçeli’nin krizi okuma ve soğukkanlı tavır alma becerisini gösteriyor. Bu açıdan baktığınızda; siyasi zekâsını sadece hamasi nutuklara değil, doğru zamanda doğru yerde olmayı bilmeye borçlu olduğunu görebilirsiniz.
Tabii bir liderin kalıcılığı, sadece stratejiyle olmaz. Arkasında bir teşkilat desteği gerekir. Bahçeli, parti tabanını diri tutmayı bilen, gelenekle bugünü harmanlayan bir örgütçü olarak da öne çıkıyor. Milliyetçi fikriyatın hem sokaktaki tezahürüne hem de meclis kürsüsündeki temsiline aynı mesafeden yaklaşabilmesi, onu farklılaştıran unsurlardan biridir.
Elbette ki her lider gibi eleştirildiği çok alan oldu, olmaya da devam ediyor. Ancak 28 yıl gibi uzun bir süre, bu eleştirilerin altında ezilmeden bir partinin başında kalmak; hem siyasi hafıza hem de kurumsal bağlılık açısından takdir edilmesi gereken bir sonuçtur. Bu istikrar, MHP’nin bugün hâlâ kilit bir aktör olmasında önemli bir pay sahibidir.
Sonuç olarak, Devlet Bahçeli’nin 28. genel başkanlık yıl dönümü, sadece bir partinin lideri olarak değil; Türkiye’nin siyasal tarihinde ‘istikrar’ ve ‘süreklilik’ başlıkları altında anılması gereken bir dönüm noktasıdır. Her ne kadar fikir ayrılıkları her zaman olacaktır; ama bir gerçek var ki, Bahçeli’nin adı, modern Türk siyasetinde kalıcı bir yer edinmiştir. Bu da, kolay kazanılacak bir unvan değildir.
YORUMLAR