Omurga, vücudu ayakta tutan ve kaslar sayesinde devamlı iletişim halinde olan bir sistem olarak tanımlanıyor. Ana yapısını kemik-iskelet, hareket kabiliyeti kazandıran eklemler ve güç üreten kaslar oluşturuyor. Çocukluk ve genç erişkinlik dönemi ise omurganın sağlıklı ve dayanıklı olması için temel oluşturuyor. Kalıtsal bir hastalık bulunmayan bireylerde omurga sağlığında beslenme alışkanlıkları belirleyici rol oynuyor. Bu nedenle bu yaş aralığında kalsiyumdan zengin beslenme ve yeterli D vitamini alımı, ilerleyen yaşlarda omurga rahatsızlıklarının görülme sıklığını azaltabiliyor.
KADINLARDA OMURGA SORUNLARI DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Kadınlarda omurga rahatsızlıkları, erkeklere oranla daha sık görülüyor. Bu nedenle genç yaşlardan itibaren omurga sağlığına özen göstermek, ilerleyen yıllarda ağrısız ve sağlıklı bir omurga yapısı için önem taşıyor.
ERGENLİKTE HIZLI BÜYÜME DURUŞ BOZUKLUĞUNA YOL AÇABİLİR
Bu konuda bilgi veren Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, “Kadınların genç yaşlarda omurga sağlığına dikkat etmeleri, ileriki yaşlarda ağrısız ve sağlıklı bir omurga için önemlidir” dedi. Kız çocuklarında 9. ve 10. yaşlardan itibaren hormonların etkisiyle hızlı kemik uzaması ve kas gelişimi yaşanırken, bu süreçte duruş bozuklukları ve ağrılar görülebiliyor.
PSİKOLOJİK FAKTÖRLER DE OMURGA SAĞLIĞINI ETKİLEYEBİLİR
Göğüslerin büyümesi ve buna bağlı olarak utanma duygusu gelişen genç kızlarda, öne eğik oturma ve saklama eğilimi görülebiliyor. Uzm. Dr. Güçlü, bu durumda psikiyatrik destek alınmasının faydalı olacağını belirtti. Ayrıca duruş bozukluğu, omuz asimetrisi gibi belirtilerde radyolojik görüntüleme yapılmasının önemli olduğunu söyledi.
MASA BAŞI ÇALIŞMA BOYUN VE SIRT AĞRILARINI ARTIRIYOR
20’li yaşlarla birlikte başlayan çalışma hayatı ve uzun saatler masa başında geçirilen zaman, omurga üzerinde olumsuz etkiler yaratabiliyor. Uzm. Dr. Güçlü, düzenli egzersiz, sık molalar, yürüyüş ve yüzme gibi sporların önemine dikkat çekti.
HAMİLELİKTE SIRT VE BEL AĞRILARINA DİKKAT
Hamileliğin özellikle son üç ayında bel ve sırt ağrılarının arttığını ifade eden Dr. Güçlü, annenin ruhsal dengesi ve fiziksel aktivitelerinin bu süreçte çok önemli olduğunu vurguladı. Düzenli yürüyüş ve uygun egzersizler öneriliyor.
30’LU YAŞLARDAN İTİBAREN KİLO ARTIŞINA BAĞLI SORUNLAR
Bu yaşlarda ortaya çıkan kilo artışı, omurga ve eklem sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Kronik ağrılar, boyun ve bel fıtıkları bu dönemde görülebilen sorunlar arasında yer alıyor. Uzun süren ve yayılım gösteren ağrılarda mutlaka muayene ve ileri tetkik yapılması öneriliyor.
40’LI YAŞLARDAN İTİBAREN DEJENERATİF SÜREÇLER HIZLANIYOR
Hormonal değişimler, geçirilmiş hastalıklar ve genetik faktörlerin etkisiyle 40’lı yaşlardan itibaren omurgada dejeneratif süreçler öne çıkıyor. Bu dönemde kemik yoğunluğu ölçümleri ve gerekiyorsa ilaç tedavisi uygulanması koruyucu etki sağlıyor.
50 YAŞ VE SONRASI: ÖNCEKİ YAŞAMLARIN YANSIMASI
Uzm. Dr. Güçlü, 50 yaş sonrası dönemin kişinin geçmiş yaşam tarzının bir sonucu olduğunu ifade etti. Kemik erimesi, dejeneratif hastalıklar bu dönemde daha sık görülüyor. Sağlıklı beslenme, aktif yaşam, sigarasız bir hayat ve düzenli kontrollerin bu yaşlarda büyük fayda sağladığı vurgulandı.